Tarih birçok olaya bizzat şahit olmuştur. Taht kavgalarından kardeş katliamlarına, savaşlardan icatlara tarihin tozlu raflarında keşfedilmeyi bekleyen onlarca olay var. Peki tarihin en kanlı taht kavgalarını hiç merak ettiniz mi? Listede III. Mehmed ile şaşıracağınız bir isim daha var! Gelin birlikte görelim… ?
7. Osmanlı Hükümdarı III. Mehmed
Tarihin en kötü şöhretli kraliyet kardeş çatışmasına gelince, Osmanlı hükümdarı III. Mehmed ile kardeşleri ve üvey kardeşleri arasında çatışma çıkar. Mehmed, padişah olduktan sonra on dokuz erkek ve üvey erkek kardeşini öldürdü. Öte yandan bu durum, o zamanki Osmanlı İmparatorluğu’nun maddelerine göre yasaldı. Padişah, imparatorluğun istikrarı için potansiyel rakiplerin ortadan kaldırılması gerektiğini savundu ve ihanetin bedelini göstermek için kurbanlarını tek bir mezara gömdü. Yaptıklarından pişman olduğu ve mezar başında ağladığı söylense de merhum kardeşler için artık çok geçti. Bu çatışma örneği, bazı kraliyetlerin güçlerini korumak için ne kadar ileri gitmeye istekli olduklarını gösteriyor.
6. I. Alemgir Şah’ın Saltanatının Vahşiliği
Hindistan’ın altıncı Babür İmparatoru Alemgir Şah, gaddarlığı ve acımasızlığıyla ünlüydü. 1659’da, tahtın rakibi olan küçük kardeşi Dara Shikoh’un idam edilmesini emretti. Daha sonra Alemgir Şah, kardeşinin kopan kafasını babaları Şah Cihan’a gönderdi. Bir lider olarak gücünü ve kudretini göstermek ve veraset mücadelesini kazandığını babasına kanıtlamak için bu hamleyi yaptı. Bu korkunç intikam kararı, tüm kraliyet tarihindeki en şiddetli kardeş rekabetlerinden biri olarak tarihe geçti. Hikaye, insanların düşman olarak algıladıkları kişilerden intikam almak için ne kadar ileri gideceklerini ortaya koyuyor.
5. Kanlı Bir Kraliyet İhaneti: I. Mary ve I. Elizabeth
Tarihin en ünlü kardeş rekabetlerinden birinde, ‘Kanlı Mary’ olarak da bilinen I. Mary, onu devirmek için bir komploya karıştığı iddiasıyla üvey kız kardeşi I. Elizabeth’i Londra Kulesi’ne attı. Meryem, VIII. Henry ve Aragonlu Catherine’in kızıydı ve Elizabeth, Anne Boleyn’in kızıydı. Mary, 1553’ten 1558’e kadar İngiltere Kraliçesi iken, Elizabeth 1558’den 1603’teki ölümüne kadar hüküm sürdü. Mary sadık bir Katolik, Elizabeth ise Protestandı ve bu onun arasında daha da fazla düşmanlığa neden oldu. Elizabeth, Londra Kulesi’nde iki ay hapsedildi ve ona karşı hiçbir suçlama yapılmadı. Elizabeth idam edilirse, destekçilerinin Mary’ye isyan etmesinden korkuluyordu. İkisi nihayet Mary’nin ölümünden kısa bir süre önce barışmış olsalar da, uzun süredir devam eden rekabetleri İngiliz tarihinin en dramatik rekabetlerinden biri olmaya devam ediyor.
4. Geta ve Caracalla Kardeşler
Roma İmparatoru Septimius Severus ile eşi Julia Domna’nın ikinci oğlu olan Caracalla, aralarında kanlı bir rekabet çıkana kadar küçük kardeşi Geta ile birlikte hüküm sürmüştür. 211’de annelerinin evinde kalırken, Caracalla Geta ile bir görüşme ayarladı. Ancak Geta geldiğinde, onu bıçaklayarak öldürmeye devam ederken bir grup silahlı asker ona eşlik etti. Caracalla’nın erkek kardeşinin annesinin kollarındayken öldürülmesini emrettiğine inanılıyor. Bu korkunç cinayetten sonra Caracalla, 217’deki suikastına kadar Roma’nın tek imparatoru olarak tek başına hüküm sürmeye devam etti. Bu olay, şimdiye kadar tanık olunan en acımasız kardeş rekabetlerinden biriydi ve dizginlenemeyen hırsın sonuçlarının bir simgesi olarak tarihin tozlu raflarında yerini koruyor.
3. Cengiz Han’ın Karanlık Yüzü
Büyük Moğol fatihi Cengiz Han, savaşta ve özel hayatında acımasızlığıyla biliniyordu. Bunun en uç örneklerinden biri, balık tutmadığı için kardeşlerinden birini öldürmesiydi. Küçük erkek kardeşin büyük bir balık yakaladığı ancak Cengiz Han’a vermeyi reddettiği söylenir. Bu Moğol hükümdarını kızdırdı ve adamlarına kardeşini öldürmelerini ve balığı ona getirmelerini emretti. Bu olay, tarih boyunca meydana gelen kraliyet kardeş rekabetinin yoğunluğunu göstermektedir. Cengiz Han’ın bu sembolik örneği, en güçlü yöneticilerin bile kardeşler arasında küçük tartışmalara eğilimli olabileceğini hatırlatıyor.
2. Lucien’in Sürgünü
Napolyon Bonapart ve küçük kardeşi Lucien’in hayatları boyunca çalkantılı bir ilişkisi oldu. Bir zamanlar yakın olsalar da, Napolyon’un siyasi kariyeri ilerledikçe ikisi arasındaki bağ kötüleşti. Söylentiye göre Lucien, ağabeyinin gücünü ve nüfuzunu kıskanıyordu ve bu, aralarında şiddetli tartışmalara yol açıyordu. Bir aradan sonra işler o kadar kötüye gitti ki Lucien, Fransa’yı terk etmeye ve 1810’da Amerika Birleşik Devletleri’nde kendi kendine sürgüne gitmeye karar verdi. Lucien, bir daha geri dönmeme niyetiyle Fransa’dan ayrıldı. Napolyon’un artan etkisinden muzdaripti ve hedeflerinin göz ardı edildiğini hissetti. Lucien ayrıldığında Napolyon’a veda etmeyi reddetti ve eylemlerini her zaman eleştirdi. Bu durum aradaki uçurumu derinleştirerek uzlaşmaları biraz daha zorlaştırdı. İlişkileri çalkantılı olsa da, Lucien’in erkek kardeşine hâlâ bir miktar sevgi beslediği açıktı. Lucien, Napolyon’un sürgüne gönderildiğini ve ardından St Helena’da öldüğünü duyduktan sonra kız kardeşi Eliza’ya bir mektup yazdı. Daha sonra Lucien, Fransa’ya döndü ve Napolyon ile gergin bir bağ kurmaya devam etti. İlgi alanları tam olmaktan uzak olsa da, bu, kardeşler arasında, hatta en güçlü ailelerde bile bu tarz rekabetlerin nasıl ortaya çıkabileceğinin iyi bilinen örneklerinden biridir.
1. Robert Kardeşler
William’ın oğlu Robert, 1100’lerde kinci bir ortaçağ figürüydü. Söylentilere göre küçük erkek kardeşleri William Rufus ve Henry, akşam yemeği sırasında üzerine portatif bir tuvalet boşaltarak onu küçük düşürmüşler. Bu, Robert’ın kardeşlerini asla affetmemesine neden oldu ve intikam almaya yemin etti. Hikaye tek bir efsaneye dayansa da, geçmişteki kraliyet kardeş rekabetinin yoğunluğu hakkında çok şey anlatıyor. Robert’ın erkek kardeşleriyle hayatları boyunca gergin bir ilişkisi vardı ve bu, sonunda William ve Henry’yi devirmek için birkaç girişimde bulunulmasına yol açtı. Ne yazık ki Robert için tüm bu girişimler başarısız oldu ve hayatının çoğunu sürgünde geçirdi. Konuta dönmesine izin verildiğinde bile kardeşleriyle asla barışmadı. Sonuç olarak, aralarındaki rekabet Robert’ın ölümüne kadar sürdü. Bu benzetme, tarihe, kraliyet ailelerinin üyelerinin bile şiddetli rekabetler yaşayabileceği bir sembol olarak hizmet eder.
ilginajans.com.tr