Haber

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin: Emeği her yönüyle koruyacak düzenlemelere ihtiyacımız var

ensonhaber.com

Bakan Alim Bengü, Türk TV canlı yayınında soruları yanıtladı.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Alım, Bengütürk TV canlı yayınında çalışma hayatı ve gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Bilgin, EYT’deki gelişmeler ve emeklilerin aldığı en düşük maaş hakkında geniş bilgi verdi.

Türkiye’nin 20. yüzyılın sonunda bile geri kalmış ülkelerden biri olduğunu belirten Bakan Alım, şu açıklamayı yaptı:

20. yüzyılın ortalarında kişi başına düşen milli geliri 3 bin dolar civarında, toplam milli geliri ise 250-300 milyar dolar olan bir ülkeydi. Türkiye artık trilyon dolarlık bir ekonomi, hızla yükselen bir ekonomi ve sadece yükselmiyor, bahsettiğim Asya coğrafyasıyla çıkarlarını derinleştirerek yükseliyor. İşte böyle bir dünya. Bu nedenle, böyle bir dünya değişim döneminde Batı, Asya’nın yükselişine kızmak ve itiraz etmek istiyor. Asya’daki birçok güç merkezine müdahale etmekte tereddüt ettiği için gözünü diktiği ya da stratejik atılımlar için öncelik verdiği alanlara saldırıyor. Ortadoğu’ya saldırıyor. Batı, toparlanmak, muhtemelen yeniden güç kazanmak için Ortadoğu’ya saldırıyor. Ancak Ortadoğu’ya olan bu akın, Batı’nın çöküşünü hızlandıracak sonuçlar veriyor.

“Türk sanayisinin geldiği noktada yapamayacağı şey yok”

Sektör ziyaretlerinden söz eden Bilgin, şunları söyledi:

Ankara’da büyük bir sanayi var. Her şeyi üreten mütevazi bir sanayicimiz var. Askeri araçlar dahil yapamayacağımız hiçbir şey yok diyor. Mütevazı bir Ar-Ge laboratuvarında çalışan 30-40 mühendisle yapamayacağımız iş yok diyor. Türkiye Türk sanayisi öyle bir seviyeye geldi ki yapamayacağı şey yok. Bunu uçak ve savunma araçlarında gösterdi. Artık silahsız ve silahlı savaş uçağı yapan bir Türkiye var. Bu nedenle Türkiye’nin yolu açıktır. Türkiye bağımsızlık yolunda ilerlemeye devam edecektir. Türkiye’nin büyük yürüyüşü devam ediyor.

“Türkiye’nin kazanımları sahiplenilmeli ve yönetilmelidir”

Türkiye’nin 100 bin varil petrol üretecek kaynak bulduğunu söyleyen Bakan Alim, şöyle devam etti:

Gabar Dağı’nın zirvesine büyük bir tesis kurmuşlar. Orada mühendisleri, işçileri ve personeli ile aylarca çalıştılar. Sadece petrolü bulmadılar, petrolü organize ettiler. Türkiye ile boru sınırları vs. Bölgeyi ayağa kaldıracak bir altyapı. Rafineri yapacaklar. Türkiye’nin bugüne kadar bulduğu petrolün yüzde 70 fazlasının olduğu bir kaynaktan söyleniyor, gerisinin geleceği söyleniyor. Bu harika bir şey. Bununla gurur duymalısın. Bu çaresizlik sendromunu aşmak için muhalefetin yapması gereken bir şey var. Muhalefet bunu yapmalı ve Türkiye’nin kazanımlarına sahip çıkma ve yönetme noktasında bizim farkımız bu olacak demeli. Mesela bana evet taban fiyatı dolar bazında Cumhuriyet tarihinin en yüksek seviyesine çıkardınız diyecekler. 455-500 dolar desinler ama biz gelirsek bu kaynakla 750 dolara çıkarırlar. Bana bravo sana deseler, Ecevit’in yapamadığını yaptın. Çalışma Bakanı olarak bu hazırlığı yaptınız. Vergiyi taban fiyattan kaldırdık. Taban fiyattan vergiyi kaldırmakla kalmadınız, asgari fiyat seviyesindeki tüm gelirleri de hariç tuttunuz, sizi tebrik ediyoruz ama başka bir şey yapacağız. Ne yapacağız? Diğer gelirler, bu tür gelirlere sahip olanların geliri olsun veya olmasın asgari fiyatlandırılır. Esnaf vs. diyelim. Gelirlerini vergilerden muaf tutacağız. Şöyle bir şey söylesinler. Diğer bir deyişle, muhalefetin bir sosyal politika anlayışına sahip olması gerekir.

“7 bin 500 TL’nin üzerinde emekli maaşı alanlar için düzenlemeyi Temmuz’da yapacağız”

Yılda iki kez emeklilere taban fiyat seviyesinde ikramiye verileceğini iddia edenlere ait olan Bilgin, şunları kaydetti:

Bu bir şey ama biz her ay 7 bin 500 lira veriyoruz. Yılda iki defa vereceği 8 bin 500’e bırakmadık. Her ay 7 bin 500 lira verdik. Şimdi 7 bin 500’ün üzerine çıkanların kademeli olarak artması için hazırlıklar yaptık. Temmuz’dan itibaren ayarlayacağız. Bu yüzden bizim için alternatif politikalar üretmeleri gerekiyor.

“İşçinin sorunu bizim sorunumuzdur”

Gittiği her yerde EYT’den emekli olan vatandaşların alkışları ve gülümsemeleri ile karşılaştığını belirten Bakan Alım, durumu şu ifadelerle özetledi:

Ziyaret ettiğim fabrikaların her birinde emekli bir küme vardı. Baz fiyattan yaptığımız düzenlemeyi ve Temmuz ayında yapacağımız düzenlemeyi diğerleri alkışladı. Minimum fiyat talep etmeyenler de destekliyor. Çünkü taban fiyat yükseldikçe fiyatlarımız da üst doğru tarafından bastırılır ve üst doğru tırmanır. Bu nedenle ücretlilerin gelir dağılımındaki rolünü olumlu yönde etkileyen bir politika olarak gündeme getirenler olmuştur. Gittiğimiz her yerde aynı şeyleri hissediyoruz. En düşük emekli maaşı olan 7 bin 500 lirayı yaptığımızda bunun etkisi çok oldu, telefonlarımız kilitlendi. İşçilerimizin ne sorunu varsa bizim de sorunumuzdur. İşçilerin tüm sorunlarını çözmek bizim görevimiz.

“Merhum Başbakan Ecevit unutulmaz bir çalışma bakanıdır”

Merhum Başbakan Ecevit, tarihe unutulmaz bir çalışma bakanı olarak geçti. Neden? İlk toplu sözleşme emrini uyguladı. Bizim zamanımızda Ecevit’in yapmak isteyip de yapamadığı bir işi biz yaptık. Vergiyi minimum fiyattan kaldırdık. 3600 yaptık, süreksiz işçileri ekibe aldık. 3600 ek göstergede yer almayan durumları o ekibe tahsis ettik. Önümüzdeki dönemde birinci dereceye gelmeyi hak eden herkese 3600 verecek bir yönetmelik hazırladık ama Meclis’e getiremedik. Özellikle küçük esnaf ve küçük işletmelerin emekli maaşı prim gün sayılarına düzenleme getireceğiz. Editörlük işlerini yapıp anlattık ama onları da gündeme getiremedik. Bütün bunları yapacağız.

“Türkiye 31 milyondan fazla istihdam yarattı”

Bakan Alim, Temmuz ayında asgari fiyata yapılacak orta zamma ilişkin şunları kaydetti:

Rakam vermiyorum ama şunu hedefliyoruz diyelim; Türkiye’de 500 dolar civarında bir taban fiyatın gerçekleşmesi gerekiyor. Enflasyon hızla düşüyor ama yine de olması gerekiyor. Eylül ve Ekim aylarında enflasyonun 20’lerin altına düşeceğini tahmin ediyorum. Önümüzdeki yıl tek haneli enflasyonun sorun olmayacağı bir noktaya geleceğiz. Ayrıca çok değerli kazanımlarımız var. Türkiye 31 milyondan fazla istihdam yarattı. Bu da Türkiye’nin kesintisiz büyümesiyle oldu. Bu büyüme Türkiye’nin nefes almasını sağlıyor. Sanayiye gittiğimizde bunu sanayi kuruluşlarında görüyoruz. türkiye ihracat Ankara’daki en küçük sanayi kuruluşları ihracat yapmaktadır. Türkiye 250 milyar dolarlık ihracat hedefini bu şekilde geçmiş durumda. Bütün bunlar, Türkiye’nin enflasyonist bir ortamda bile büyüme politikasını sürdürmesinin ne kadar doğru olduğunu ortaya koydu.

“EYT’de yaklaşık 1 milyon kişiye emekli maaşı verildi”

EYT ile emekli olanların sayısı sorulduğunda Alım şu yanıtı verdi:

1 milyona yakın kişiye emekli maaşı verildi. Normalde ayda ortalama 35-40 bin kişiye aylık bağlanırken şimdi iki ayda yaklaşık 1 milyon kişiye bağladık. Bu çalışanlarımızın, SGK emekçilerinin özverisi ile alakalıdır. EYT’lilerin maaşını kazanmak için Cumartesi-Pazar demeden çalışan arkadaşlarımızı tebrik ediyorum. Bu işi üstlendiler ve yürütüyorlar. Sorun değil. Herkese bağlanacak. Başvuran ve hak eden herkese bağlanacaktır. Deprem bölgesinde öncelikle EYT’li vatandaşlarımızla çalışmalarımıza başladık. Oraya başvuran vatandaşlarımızın işlemleri tamamlandı.

Kademeli emeklilik beklentilerine son veren cevap

Bakan Alım, kademeli emeklilik beklentilerine ilişkin soruyu şöyle yanıtladı:

8 Eylül 99 tarihli kanun geriye dönük yürütüldüğüne göre hukuksuzluktur, adaletsizliktir. Düzelttik. Bundan sonra adaletsizlik olmaz. Yani bir gün farkla kaybeder. Bunu ne zaman ayarlasalar, bir gün onu kaybedecek bir adam çıkacaktır. Öyle değil, gerçek değil. Yani kimse bir işte 99’dan sonra EYT’liler var demiyor. Kanun geriye dönüktür. Evrensel hukuk kurallarına aykırı bir iş yapılmıştır. Yaş kuralını kaldırdık. Eskiden yaş kuralı yoktu. O tarihten sonra yaş kuralı var. Çalışanlar yaş kuralını bilerek işe girdiler. Orada bir sorun yok.

“Emekliliğe hak kazananlar arasındaki prim farklarında denge kurulmalı”

Emeklilik sisteminde geçmişten gelen bazı sorunların olduğuna dikkati çeken Alım, şu açıklamayı yaptı:

Sosyal Sigortalar Kurumu, Emekli Sandığı ve Bağ-Kur olmak üzere üç kurum ve çalışma durumunu düzenleyen üç farklı yapı bulunmaktadır. Yetersiz yapılar. Bunlar birleştirildi, ancak birleştirildikten sonra bazı sorunlar devam ediyor. Çünkü geçmişten gelen kuralları yerine getirenlerin yaptırımları, uymayanların vs. Kapsamlı düzenlemeye ihtiyacım var. Kısa vadede ise şunları yapacağız; Emeklilik hakkı olanlar veya olacaklar arasında ciddi prim farkları var. Aralarında istikrarın sağlanması gerekiyor. Örneğin, mikro işletmeler var. Diyelim ki küçük bir işletmede çalışan 3-5 kişi var. Oranın sahibi 9 bin gün prim yatırıyor. Çalışanları 6 bin gün ikramiye ve 5 bin 500 gün ikramiye ile emekli oluyor. Onları düzenlememiz gerekiyor. Biz o çalışmayı hazırladık, önce oradan başlayacağız ama kapsamlı bir reforma da ihtiyaç var. Bununla ilgili akademik bir çalışmamız da var. Raporlarını bitirdiklerinde uygulamaya koyacağız. Bir diğer çalışma da iş kanunlarımızla ilgili. İş kanunumuz, sendika ve toplu sözleşme kanunlarımız sıkıntılı kanunlardır. Buradaki sorunlardan bazıları 12 Eylül müdahalesiyle gelenler. Dünya değişti. Sanayi Çağı başladığında 8 saat çalışıyorduk ve halen 8 saat çalışıyoruz. Dünya bunları tartışıyor ama biz kendi işimizi tartışmıyoruz. Bununla ilgili akademik bir çalışmam var. Bu kapsamlı çalışmaları hayata geçirmeyi planlıyoruz.

“Emeği her yönüyle koruyacak düzenlemelere ihtiyacımız var”

Çalışma saatlerinin kısaltılmasına ilişkin sorulan soru üzerine Bakan Alim, görüşlerini şöyle özetledi:

İngiltere’de pilot çalışma yapılmış, bir üniversite idaresinde 6 saat 5 saat çalışma yapılıyor. Türkiye’de işgücü verimliliğini yeni teknolojiler ve yeni iş çıkarları ile ölçmemiz gerekiyor. Birim saatin başında nasıl bir emeğin verimlilik ürettiğini görmemiz gerekiyor. 1 Mayıs etkinliklerinin başladığı 8 saatlik uygulama ile aynı tarihlerdeki verimlilikle aynı değil. Bir değişiklik oldu. Türkiye’de de pilot uygulamalar yapmamız gerekiyor. Bu çalışmaları hizmet alanları da dahil olmak üzere farklı segmentlerde düzenlememiz gerekiyor. Emeği her yönüyle koruyacak düzenlemelere ihtiyacımız var. Esnek çalışma diye bir çalışma modeli var. O model işçilerin aleyhine işleyen bir modeldir. Garantili esnek çalışmayı nasıl sağlayabiliriz, bunların teknik olarak ortaya konması gerekiyor. Bu konuda hassasız. Sosyal sigorta sistemini kapsayacak ve içinde yer alacak bir düzenleme olmalıdır.

“Staj ve çıraklık EYT’ye dahil değil”

EYT’ye staj ve çıraklığın dahil olup olmayacağı sorusuna Alım şu açıklamayı yaptı:

Sigorta sistemi, iş sözleşmesine dayalı bir sistemdir. Peki genç bir arkadaşımız buraya staj için geldiğinde onunla iş sözleşmesi yapıyor musunuz? Hayır. Bir iş sözleşmesi yaparsanız, sigortaya kayıt olursunuz ve işe alınırsınız. Stajını yaptığı için devlet, stajı süresince onu korumak için sağlık sigortası sağlıyor. Bir diğeri, sosyal sigorta sistemini ve emeklilik sigortasını kapsayan bir şeydir. Her ikisini de kapsayan bir şey. Sağlık sigortası stajda farklı bir şey. Bu nedenle, bir eğitim modülüdür. Onu başkasıyla karıştırmamak gerekir.

“Kamu çalışanlarımızla ilgili düzenlemeleri Temmuz ayında yapacağız”

Bakan Alım, Kamu Çerçeve Protokolü Görüşmelerine ilişkin personel sendikaları ve işveren sendikasının sunduğu öneriler arasında uygun bir yol bulacaklarını vurgulayarak, şu açıklamaları yaptı:

Optimum bir noktada buluşacağız. İnşallah belli bir aşamaya geliriz de toplu sözleşmemizi imzalarız. Kamu çerçeve sözleşmesinde işçi konfederasyonlarının beklentisi yüzde 45 artış düzeyinde. Kamu patronları sendikamızın önerdiğinden daha düşük bir orandaydı. Onu 40’a çıkardık. Umarım ortada bir yerde buluşabiliriz. 350 bin kamu çalışanı en az yaklaşık taban fiyat düzeyinde gelir elde ediyor. 12 bin liraya çıkarılmasını önerdik. Kamu çalışanlarımızla ilgili düzenlemeleri şimdiden Temmuz ayında yapacağız. Temmuz ayında kamu çalışanlarına enflasyon artı sosyal yardım payını getireceğiz inşallah. Enflasyonun düştüğünü düşünürsek refah oranını artıracak bir düzenlemenin yolda olduğunu söyleyebilirim.

“Akademik personelin özlük haklarının düzenlenmesine yönelik bir hazırlığımız var”

Özellikle akademik personel fiyatlarının kapsamlı bir şekilde ele alınması gerektiğine dikkati çeken Alım, şunları kaydetti:

Üniversite sistemi her şeyden önce tercih edilen bir yer olmalıdır. Akademik hayat fedakarlığı, okuma ve araştırma gerektiren bir hayattır. Muhtemelen bir ömür boyu okuyacak, çalışacak, araştıracak tek bir şey bulacak ve buldukları dünyayı değiştirecektir. Geçtiğimiz haftalarda bir Türk kızı ABD’de astronomi ve fizik araştırmaları yaptı. Ancak Türkiye’de pek fazla kişinin haberi yoktu. Bu nedenle başta akademik personel olmak üzere üniversite personelinin özlük haklarının yeniden düzenlenmesi için hazırlık yapıyoruz ve kesinlikle uygulanması gerektiğini düşünüyorum.”

taşeron sorunu

Bilgin, taşeronlarla ilgili belgeyi Meclis’e sunduklarını ancak gündeme alınamadığını, son olarak da kesintili işçileri gündeme getirdiklerini söyledi.

Ev hanımlarına isteğe bağlı sigorta sistemi

Ev hanımlarının isteğe bağlı sigorta sistemine sahip olduğu ve bunu devlet sistemiyle birlikte artıracakları bilgisini paylaştı.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu
istanbul escort
istanbul escort
istanbul escort